Salih Efe: Ne Ali Babacan da ne de Deva Partisinde demokrasinin D’si yok.

09.10.2024

Kişi Okumuş

0 Yorum

Salih Efe: Ne Ali Babacan da ne de Deva Partisinde demokrasinin D’si yok.

DEVA PARTİSİNDE DEMOKRASİ YOK

Salih Efe: Ne Ali Babacan da ne de Deva Partisinde demokrasinin D’si yok.

12 Ekim 2024 tarihinde yani bu Cumartesi Demokrasi  ve  Atılım  Partisinde yapılacak olağan Kongresinde Ali Babacan’a karşı yaklaşık 2.5 ay önce adaylığını ilan eden uluslararası hukukçu, sivil toplumcu, işçi ve insan hakları savunucusu Av. Salih Efe mevcut genel başkan Ali Babacan ve parti çekirdek kadrosunun parti içi anti demokratik yöntemlerini ağır şekilde eleştirerek şu açıklamalarda bulundu.

Partimizin ismi   Demokrasi  ve  Atılım  Partisi. Partimizin ismi  gereğince, Demokrasinin ve Atılımların öncelikle partimiz içinde gerçekleştirilip partimiz iktidar  yapılarak, Demokrasi  ve Atılımın ülkemiz ve toplumumuz geneline yayılmasını sağlamak temel amacımız ve görevimiz olması gerekir.

Benjamin Franklin demiş ki; ifade özgürlüğü olmadan halk özgürlüğü diye bir şey de olamaz” Ne var  ki Partimizde göreve talip olmak,  aday olmak, sayın  genel kurula hitap etmek  ve  konuşma hakki dahi  kısıtlandırılmış, birçok anti demokratik şekli ve usuli şartlara bağlanmıştır.

Öncelikle Anayasamız da ki temel haklara aykırı tüzükle  Genel Kurula  hitap edecek konuşma hakkı % 15’in yazılı önerisi şartı ile sınırlandırılmış ve zaptu rapt altına alınmıştır. Oysa Anayasa’mızın 67. Maddesi uyarınca, “her  vatandaş kanunda   gösterilen  şartlara uygun  şekilde bağımsız olarak   veya  bir siyasi parti  içinde   siyasi  faaliyette bulunma hakkına sahiptir.

Anayasa’mızın düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti başlıklı 26. Maddesi uyarınca da “herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.

Ayni madde de, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü hakkının hangi nedenlerle kısıtlanabileceği de açık ve net olarak belirlenmiştir. “BU HÜRRİYETLERİN KULLANILMASI BAKIN HANGİ NEDENLERLE KISITLANABİLİRMİŞ”
– Milli güvenlik nedeniyle kısıtlanabilir (Ama tüzüğümüzdeki kısıtlamanın bu nedenle ilgisi yok),
– Kamu düzeni, kamu güvenliği  nedeniyle kısıtlanabilir (Tüzüğümüzdeki kısıtlamanın bu nedenle de  ilgisi yok),
– Cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla da kısıtlanabilirmiş. (İyi de tüzüğümüzdeki  kısıtlamanın bu nedenlerle de  hiç bir ilgisi yok).
Salih Efe daha sonra şöyle devam ederek; peki tüzüğümüzde ki kısıtlamanın nedeni ne? Tek nedeni var, genel başkan ve yönetim kurulu adaylığını zorlaştırıp engellemek suretiyle mevcut başkan ve yönetimin egemenliğini devam ettirerek despotize etmek! Başka hiç bir nedeni yok ve olamaz! Maalesef sayın genel başkanımız Ali bey ve genel başkan yardımcıları savundukları demokrasinin genel ilkelerini kendileri partimizde uygulamamakta ve kendileriyle çelişmektedirler. Böyle bir anlayıştaki partinin ve liderinin halkımıza ve Türk siyasetine katabileceği hiçbir şey olamaz.  Ali bey ve mevcut yönetimin üyeleri bu tarihi vebalden kurtulmak, Türki siyasetine gerçekten çığır açacak bir katkıda bulunmak istiyorlarsa kendi elleriyle bana veya çıkacak herhangi başka bir genel başkan adayına bu yüzde 15’i delege imzasını sağlayacak ve çok çok övdüğümüz parti programımızda ki parti içi çoğulculuk ve demokrasi ilkelerini kendileri sağlamak zorundadırlar. Yoksa bir daha ülkemiz, halkımız ve Türk siyaseti için demokrasinin D’sinden bile bahsedemezler ve maalesef tarihin çöplüğünde yerini alacaklardır. Halkımız ve Deva’lılar her şeyi görüyor ve izliyor, benden söylemesi.
Tüm bu nedenlerden dolayı bu kongreden hemen sonra tüzüğümüzün bu hukuksuz sınırlamasını yargıya götürerek kaldırmak girişimini başlatacağım. Esas sınırlama nerede olmalı biliyor musunuz? Başkanların başkanlığını diktatörlüğe, firavunluğa dönüştüren  uzun süreli ya da ömür boyu başkanlık imkanları veren  zehirli siyaset! Onun için  tarihe not düşsün diye, Allah nasip eder muvaffak olursam  partimizde genel başkanlık süresini “her hal ve şekilde toplam 5 yılı geçemez” şeklinde sınırlayacağımı halkımız ve tüm Deva’lılar önünde deklere ediyorum. Alimlerimizden biri şöyle demiştir; güçlü iken adalet, zayıf iken cesaret göstermek asalettir.

İlgili Terimler :

YORUMLAR