Biz ne ara bu kadar vicdansız olduk..

Sınıf bilincinden uzak sendikal anlayışın sonucu. Çalışanları ” “Sendika ile aldatmak”
Ulaşım İş Sendikası Sakarya İl Başkanı Cihad Koray” Yakın zamanda bizzat yaşadığım ve beni çok üzen “Sınıf bilincinden uzak sendikal anlayışın” Sendikaları nasıl zararlı kurumlara dönüştürdüğünü gösteren bir olayı sizler ile paylaşmak istiyorum.
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın talebi üzerine ( kendinin ve bulunduğu Bakanlığının ismini vermek istemiyorum) üst düzey görevde bulunan arkadaşımı aradım ve yardımcı olması için kendisinden ricacı oldum. Ricacı olduğum kişi, yüksek lisans yapmış hem kariyer hem de liyakat yönünden talep ettiğimiz görev için bırakın yeterli olmayı daha fazla donanımlara sahip.. Aradan bir hafta geçti. Bakanlıkta da ki arkadaşım konuyla ilgili beni aradı. Keşke dönmeseydi ve söylediklerini işitmeseydim. Kurduğu cümleyi aynen size aktarıyorum.” Abi bu arkadaş ……………sendikanın üyesiymiş eğer bu konuda yardımcı olduğum ortaya çıkarsa, arkasında benim olduğum belirlenirse beni yakarlar
Gelinen noktayı görüyor musunuz.? Bu güne kadar iktidar yandaşlığı yapmış, veya bu fırsatı bulamamış sendikaların ve sınıf bilincinden uzak sendikacılığı siyasi düşüncelerinin bir başka mücadele alanı olarak gören ve bu bağlamda ideolojik çizgide hareket eden, ahbap çavuş ilişkileri ile sadece üye peşinde koşan sendikacıların sorumluluğu var. İşin ilginci bahsettiği sendika ile Bakanlıkta yetkili olan sendika Ankara da kol kola yürüyüş yapıyor, aynı bildirinin altına imza atıyor.
Ortak sorunlarımızın çözümünde aracı olması maksadıyla kurulmuş sendikalar önümüzde aşılması en zor engel haline dönüşmüşler. Yazık çok yazık.
Bu olay 4688 sayılı yasaya karşı gelişimizde ki haklılığımızı bir kez daha ortaya koymuştur. Kurulduğumuz günden beri 4688 ile sendikacılık yapılamayacağını, bu yasanın örgütlenmenin önünde en büyük engel teşkil ettiğini savunduk 4688 ile bırakın yeni haklar elde etmeyi mevcut hakların bile korunmasının mümkün olmadığını çalışanlara göstermeye çalışıyoruz. Bu çirkinliklerin en büyük sebebi yasada yer alan “yetkili sendikanın belirlendiği maddesidir”. İLO sözleşmelerine ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu Sözleşme Kanununa (İşçilerin tabi olduğu) aykırı biçimde yer almış olan bu madde tamamen çalışanları ayrıştırmak, çatıştırmak ve bir araya gelmelerini engellemek maksadıyla Kanun yapıcılar tarafından yasaya konulmuştur. Birlikte hareket etmemizin önünde engel teşkil etmesi için konulmuş yasa içinde çalışanlara kurulmuş tuzak bir maddedir. Ne yazık ki Mart-Nisan ve Mayıs aylarında bu çirkin ve gereksiz yarış hız kazanır. Toplu sözleşme iki yılda bir yapılırken sendikaların üye sayısının her yıl yeniden ve hangi maksatla belirlenmesini sorgulamayan bu tuzağın gönüllü kurbanları, ellerinde üyelik formları taciz noktasında bu aylardaçalışanları sıkça ziyaret ederler.
Biz ne ara bu kadar vicdansız olduk..
İkinci olay, Ensar Vakfında yaşananlar ile ilgili;
Birkaç gündür İnsanlığımızı unutacak kadar yandaş ve umursamaz olduk, biz ne ara bu hale geldik.? sorusunun cevabını bulmaya çalışıyorum. Anayasanın 42.ve 174. Maddeleri açık biçimde “eğitim medrese, vakıf ve evler ” gibi yerlerde yapılamayacağını söylüyor. Yine 6-14 yaş aralığındaki çocukların kalacağı yurtları açmak yasalara göre mümkün değil. Hal böyle iken sayıları seksen binler ile ifade edilen bu yurtlar nasıl açılmıştır?. Cumhuriyet savcıları nerededir?. Sadece Ensar vakfının 150 yurdu olduğu söyleniyor. Benzer olaylar yaşandığı için.yatılı Meslek okulları ve Bölge okulları kapatılmadı mı? Yaşanan tecrübe ortada iken üstelik yasalara aykırı olduğu halde bu yurtların açılmasına hangi maksatlar ile göz yumulmuştur..
Cübbeli, cübbesiz bir yığın biçimsiz mahlukat ortaya çıkıyor din ekseni üzerinden savunma yapıyor. Kimi İslam da genç çocuklar ile böyle oynaşmalar vardır bunlara ”BADEMLİK” denir diyor. Kimi bir kere olmuşsa…. diye söze başlıyor, en acısı da çocukların ailelerinin, taciz edilenler bizim çocuğumuz size ne diyerek bu olaya gösterdikleri tepkidir. ”
Biz ne ara bu denli ahlaksız, namussuz, şerefsiz, haysiyetsiz ve onursuz davranışları olağan karşılayacak kadar yozlaştık, vicdansız olduk anlayamadım. Ya; Siz. Anladınız mı? Olanları doğru yorumlamak için esas olan insan olmaktır. AK Parti’li, CHP’ li ve MHP’ li olmak değil…MHP nin TBMM de bu konuyla ilgili açılan gensoru karşısında AK Parti ile aynı eksende hareket ederek “ret” oyu vermesi kendini milliyetçi-mukaddesatc
Bu olayı kamuoyunun duymasını sağlayan ve takipçisi olan Birleşik Kamu-İş ve Eğitim-İş sendikasını kutluyorum
Ulaşım-İş sendikasının 3. Olağan Genel Kurulu gerçekleştirdik.
Sendikamızın 3. Olağan Genel Kurulu’nu 26-27 Mart 2016 tarihlerinde Ankara’da Çankaya Hotel Pino’ da gerçekleştirdik. 3. Olağan Genel Kurul sonrası yetkili organlara seçilen arkadaşlarımıza başarılar, Genel Kurulumuzun Sendikamıza ve bizlere iyilikler ve güzellikler getirmesini diliyoruz. Yeni yönetim olarak önümüzdeki üç yıl içinde Ulaşım-İş sendikasının sağlıklı biçimde büyümesi, güçlü örgüt yapısını oluşturmak için hepimiz üzerimize düşen öz veriyi ortaya koymaya çalışacağız.
İlk günden beri söylüyoruz. Söylemeye de devam edeceğiz. “Ulaşım-İş sendikasında üyenin niteliği, niceliğinin önündedir. Dolayısıyla gönlü yoğurt olanın ayran yapanı çok olur sözü misali “Bizde geri vites yoktur” deyip, ilk kavşakta “U” dönüşü yapanlar ile yol arkadaşlığı yapmak istemiyoruz.
Genel Kurulumuzda yapılan konuşmalar Ulaşım-İş sendikasının kuruluş amacı ve maksadına uygun biçimde yapılmıştır. Ne bir siyasi partinin dili, ne de onu çağrıştıracak üslup kullanılmamıştır. Bir başka sendikanın veya siyasi partinin adı bile geçmemiştir. Örgütlenmenin önünde en büyük engel olarak gördüğümüz 4688 sayılı yasa ile sendikal alanda yaşanan sorunlar ve çözümleri ile ilgili görüşler paylaşılmıştır.
Ulaşım-İş sendikasında taban ve tavan olarak aynı düşünce ekseninde hareket edildiğini bir kez daha gösterdik.
Biz yetki meselesini gereksiz ve sakıncalı görsekte, önemsemiyor olsakta, bu konuyu sendikacılığın olmazsa olmazı olarak gören sendikalar ve de bunların temsilcileri var. Ne yazık ki bu arkadaşlar bu tuzağa gönüllü olarak düşmek için yarış halindeler. Ulaşım-İş sendikası olarak bu yarışın içinde olmak istemediğimiz kadar, yarışın sonucunu belirleyen pozisyonda da olmak istemiyoruz. Geçen sene davrandığımız gibi bu yılda Şubat-Mart-Nisan ayları içinde bir başka sendikanın üyesi olup sendikamıza katılmak isteyen arkadaşlarımızın istifa modellerini son kez, 15 Nisan tarihli olarak düzenlemeye devam edeceğiz.. Böylece Mayıs ayında eski sendikasının üyesi olarak gözükmeye devam edeceklerdir. Kimseye mazeret yaratmak istemediğimizden ve bu çirkin rekabetin içinde olmamak için böyle davranıyoruz.
Temennimiz bu süreçte çalışanlarının gereksiz rekabete son verecek duruşu göstermeleri yönünde tavır göstermeleridir. Sendikaların ise; Diğer sendikaların üyelerine yönelik çirkin ve yakışıksız ithamlarda bulunmamaları ayrıştırıcı söz ve davranışlardan kaçınmalarıdır.
YORUMLAR