Bingöl’de Polislere saldırı 6 şehit, 3 yaralı

Bingöl’de çevik kuvvet aracına bombalı saldırı: 6 şehit, 3 yaralı
BARAKAZİ; “BİRLİĞİMİZİ ASLA BOZAMAYACAKLAR!”
Terör saldırısının ardından sert açıklamalarda bulunan Başkan Barakazi; “Ülkemizin içinde bulunduğu bu süreçte daha fazla kan akıtma derdinde olan terör örgütleri iyi bilmeli ki, patlattıkları bombalar birliğimizi bozamayacaklardır.
Bingöl Belediye Başkanı Yücel Barakazi, 6 polisin şehit olduğu, 3 polisin de yaralandığı hain terör saldırısı sonrası açıklama yaptı.
Bingöl merkeze 10 kilometre mesafedeki çevre yolunda, Havalimanındaki nöbet değişiminden dönen çevik kuvvet ekiplerini taşıyan servis aracına yönelik park halindeki bir araçtaki bombanın infilak ettirilmesi suretiyle gerçekleştirilen menfur saldırıyı “terör, çirkin yüzünü bir kez daha göstermiştir” sözüyle nitelendiren Barakazi; “Darbe teşebbüsü nedeniyle çalkantılı bir sürecin yaşandığı bugünlerde, yaşananları fırsata çevirmek ve daha fazla kan akıtmak için kollarını sıvazlayan terör örgütü, bir kez daha hedef olarak Bingöl’ü seçmiştir. Bombalı araçla polisimizin canına, milletimizin huzuruna ve birliğimize kast eden hainler, destek bulamadıkları ilimizi cezalandırmak istemektedir. Fakat bilmeliler ki, patlattıkları bombalar bu milletin birliğini bozamayacak! Bu hain terör eylemini gerçekleştirenleri lanetliyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, milletimize başsağlığı diliyorum” ded
Bingöl, Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan bir ildir. 2010 TÜİK verilerine göre ilde merkez ilçeyle beraber 8 ilçe, 5 belde ve 305 köy vardır
Bingöl”ün bilinen en eski ismi Cebel-cur dur. Cebel dağ, Cur akan anlamındadır. Bu kelimenin zamanla Çapakçur şeklinde telaffuz edildiği ihtimali kuvvetlidir. Zaten Çapakçur akan temiz su anlamına gelir.
Evliya Çelebiye göre bu isim Büyük İskender tarafından verilmiştir. Rivayete göre Büyük İskender vücudundaki dayanılmaz ağrılar için nice hekimlere baş vurduğu halde şifa bulamaz. Bunun üzerine Ab-Ul Hayat (ölümsüz hayat) suyunu aramaya başlar. Uzun aramalardan sonra kaynağı kendisi olmasa da o sudan içip dayanılmaz ağrılardan kurtulur. Faydasını gördüğü bu suya “Makdis lisanı” üzerine cennet suyu anlamına gelen Çapakçur adını verir. Doktorlarına, sizlerin çare bulmadığınız ağrılarıma Allah cennet ırmaklarından deva verdi. Burada benim adıma bir kale yapın ve adını Çapakçur koyun demiştir. Daha sonra çeşitli kaynaklarda Mingöl olarak karşımıza çıkar. Mingöl göller bölgesi anlamındadır. Mingöl kelimesi de zamanla halk tarafından Bingöl şeklinde telaffuz edilmiş bin tane göl anlamındadır.
Daha sonra Bingöl”e Çevlik denmiştir. Bağ bahçe anlamındadır. Bu ad günümüzde yöre halkı tarafından halen kullanılmaktadır.
1874 yılında yapılan bir idari düzenlemeye dayanılarak 1881 de Bitlis vilayeti kuruldu. Çapakçur ve Genç bölgesi Bitlis Vilayetine, Kiğı Erzincan”a, Karlıova Muş”a bağlandı.
Cumhuriyetin ilanından sonra 1926 yılında Elazığ, 1929 senesinde Muş”a bağlanan Bingöl, 1936 yılında çıkarılan bir kanunla il haline getirildi. Bu kanunun Bingöl iline ait metni aynen şöyledir. “Yeniden 9 kaza ve 5 vilayet teşkiline ve bunlarla 32 Nahiyeye ait Kadrolar Hakkında Kanun
Kanunun numarası:2885
Kabul Tarihi:25-12-1935
Resmi Gazete ile Neşir ve ilanı: 4 Ocak 1936
Numara:3197
Madde 5: Muş vilayetinin Çapakçur, Genç, Solhan, Bingöl kazaları ile Erzincan vilayetinin Kiğı kazasından teşekkül etmek ve merkezi Çapakçur kasabası olmak üzere Bingöl vilayeti kurulmuştur.”
1945 yılında il merkezi olan Çapakçur”un adı Bingöl olarak değiştirilmiştir
KÜLTÜREL DETAYLAR Cami ve Kaleler Sentarius Kalesi Murat Irmağı Vadisi’ndedir. Bingöl il merkezinin 20 km. çevresini denetlemek üzere yapılan üç önemli kaleden biridir. Urartu dönemine aittir. Kral Kızı Kalesi (Dano-Hini) Genç ilçesinde yer alan kale Diyarbakır çayı ile Konsper Çayı’nın buluştuğu yerde bir tepeye yapılmıştır. Keynekler denen bu yer yıkıntı durumdadır. Söylentilere göre Pers Kralı Dano kaleyi kızı için yaptırmıştır. Kiğı Kalesi İlçe merkezinin güneydoğusunda yer alan Kiğı Kalesi,çok sağlam bir yapıya sahiptir. Etrafı sarp kayalıklarla kaplıdır. Kale içinde bina harabeleri bulunmaktadır. Erzincan tarihinde bu kalenin Acemlerin akınına maruz kaldığı rivayet olunmaktadır. Kale’ye giren İranlıların halka büyük işkence yaptıkları, evleri yakıp yıktıkları, erkeklerin çoğunu öldürdüklerinden ve kadınlara kötü davrandıklarından bahsedilmektedir. Burayı terketmeye mecbur kalan ahalinin Kiğı’ya gelip Kaleli mahallesinde yerleştikleri ve bu mahallenin bu yüzden “Kaleli” adını aldığı tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır. Kale içindeki harebelerde zamanında yapılan kazılarda çeşitli ev ve süs eşyalarına rastlandığı söylenmektedir. Kale’nin Peri Suyu’na bakan yamaçları çok dik olduğundan bu yönden Kale’ye çıkmak oldukça güçtür. Kale’ye dar bir yol ile gidilmektedir. Kale etrafındaki düzlüklerde halen ziraat yapılmaktadır. Acemler’den önce İslamlar devrinde Hazreti Ömerül Faruk zamanında ehli islam eline geçen Kiğı, Müslümanlardan önce Roma hakimiyetinde bulunuyordu. Ebu Übeyde’nin Başkumandanlığı zamanında Halit Bin Velit, Kiğı Kalesi’ni Roma Hanedanından Kiğa’nın oğlu Talon’dan teslim almıştır. Kiğı Camisi Kiğı Camii ilçenin en eski eserlerindendir. Minarenin üstünde Arap harfleriyle yazılı bir yazıdan; bu eserin, Bayındırlı Pir Ali Bey Bin İbrahim Bey tarafrından Hicri 700 tarihinde inşa ettirildiği anlaşılmaktadır. Ayrı bir kayıtta ise, bilahare yıkılan minarenin, Hacı Hasan tarafından tamir ettirildiği ve Pir Ali Bey oğlu Pilten Bey tarafından da caminin onarıldığı yazılmaktadır. Akkoyunlular devrine isabet eden bu tarihlerden de anlaşılacağı gibi Kiğı’nın bir Akkoyunlu şehri olduğu meydana çıkmaktadır. Cami tek minareli ve tek şerefelidir. Avlusunda Kiğı eşrafından Hacı Mehmet Efendi’nin (Zermek Şehzadelerinden) kabri bulunmaktadır. Bu zat ilmi ve üstün zekası ve silahşörlüğü ile de meşhurdur. Halk Oyunları Bingöl halk oyunları kendine özgü karakteri ile büyük bir beğeni kazanmıştır. Kartal Oyunu Bu oyunda Oyuncular, dağlarda sert kayalar üzerinde uçan kartalları andırır. Delilo Oyunu Oyun kızlı ve erkekli oynanır. Çevrede en fazla oynanan oyunlardan biridir. Meryemo El ele tutuşarak bir çember yapılır. Tutulan eller içe ve dışa doğru Çepik (El Çırpma) Çok sert figürleri olan bir oyundur. Oyun, yöre insanının tabiat ile olan Çaçan Hareketli bir oyundur. Yörede en çok sevilen ve tutulan oyunlardandır, Ayaklar yeri Diğer Halk Oyunları Gövend (Halay), Horani Seyirlik ve Eğlencelik Oyunlar Sarımsak Oyunu, Darı Sulama, Değirmenci, Muhtar, Kalaycı, Kalkağan Şenliği, Çulapı Halı Kilim Palas Heybe Keçe Çorap ve Eldiven Adetler Her toplumun kendine has adet ve inanışları vardır. Yöremizde geçmişten günümüze gelen ve halk arasında var olan, töreler, adetler, inançlar halk tabipliği az da olsa itibar görmektedir. * Yeni doğan çocuğun kırkı çıkmayıncaya kadar evden çıkarılmaz, o ev komşulara ateş vermez. * Yeni doğan çocuğun kulağına ezan okunur. * Karga (Saksağan) kapıda öterse uğursuzluk getirir *Eve yeni gelen gelinin kayınbaba ve kayınbiraderlerle konuşması ayıplanır. *Aile büyüklerine karşı çocuğu kucağına alma, onunla ilgilenme ve sevme hoş karşılanmaz. * Güneş ve ay tutulmalarında ezan okunur ve iki rekat namaz kılınır. *Kesilen tırnaklar toprağa gömülür. *Köpeklerin uluması uğursuzluk getirir. * Cuma günleri yaş odun kesilmez,ekin biçilmez * Ölü evinde üçgün yemek pişirilmez *Yeni doğan bebeğin kesilen göbeği cami duvarına konursa çocuk din alimi, okul duvarına konursa tahsilli olur. *Sarılık hastalığına yakalanan kimselere sarı boncuk veya altın takılır, sarı elbise giydirilir. * Cuma günleri çamaşır yıkanmaz. * Nazardan korunmak için mavi boncuk veya muska takılır. *Bazı çıbanları patlatmak , içindeki iltabı çekmek için üzerine soğan veya geniş yapraklı bitki(yörede Pelhaves denilen yaprak konur) * Armut ve elma ağaçları çok çiçek açarsa o yıl kar yağar. *Geceleri hava bulutlu olup içinde kırmızılık varsa yağış olmaz. *Bulutlar doğuya doğru kayarsa hava güneşli olur, Batıya kayarsa yağış olur. * Kuşlar sürü halinde ağaçların tepesine konarsa o yıl kışın erken geleceğine ve şiddetli geçeçeğine inanılır. * Geceleyin aynaya bakmak uğursuzluk getirir. *Akşamları evi süpürmek bereket kaçırır. * Yolculuk yapanların arkasına su dökülür. * Arının soktuğu yere çamur sürülür,Sıcak taş ve demir bastırılır. *Gün batımından sonra tırnak kesmek uğursuzluk getirir. Gelin Oyunu, Cirit Oyunu, Şel Atmak (Taş Atmak) Edebiyat Atasözleri ve Deyimler Bingöl ili ve yöresinde halkın kullandığı Atasözleri ve Deyimler 1- Adı çıkacağına canı çıksın 2- Ağa malı deniz yemiyen domuz 3- Ağaca çıkan keçinin dama çıkan oğlağı olur 4- Açtı ağzını yumdu gözünü 5- Ağzından bal akıyor 6- Ak ile kara dere kenarında belli olur 7- Akıntıya kürek çekme, kurak yere ekin ekme 8- Allah dağına göre kar yağdırır 9- Almadan vermek Allah’a mahsustur 10-Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al 11-Aslı neyse nesli odur-Aslına çekmeyen haramzadedir. 12-Ateş ile barut bir arada olmaz 13-Attan indi eşeğe bindi 14-Bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var 15-Bakmakla öğrenilseydi, kediler kasap olurdu 16-Beş parmağın beşi de bir değil 17-Bin dinle, bir söyle 18-Bir ayağı çukurda-Büyük lokma çukurda kalır 19-Çalışmak ibadetin yarısıdır 20-Çoban ne yesinki köpeğine yedirsin 21-Davulun sesi uzaktan hoş gelir 22-Eceli gelen keçi, çobanın ekmeğini yer 23-El atına binen yaya kalır 24-Elin hamuru ile erkek işine karışma 25-Eşek olduktan sonra semer vuran çok olur 26-Eşekler çalışır, atlar yer 27-Ev sahibinin hatırı olmazsa köpeğini dövmek kolaydır 28-Evin danası evin öküzünden korkmaz 29-Eyyam sana uymazsa sen eyyama uy 30-Garip kuşun yuvasını Allah yapar MANİLER Bingöl aşağı çarşı Bingöl dört dağ içinde Mangal maşasız olmaz Karanfilin filizi Mani maniye geldim Çitimi çit ederim Yarimin adı Ahmet Buradan baş aşağı Esmerim biçim biçim Şu derenin geveni Bingöl’de çalışırım Çaçan keşişin kızı Sıgaramı yandırdım Şu dere buz bağlamış Susadım su içmeye Dam üstünde damımız TURİZM AKTİVİTELERİ Bingöl İli, özellikle doğa zenginliği ile yerli ve yabancı turistleri kendine çekebilecek potansiyele sahiptir. Tarih boyunca Bingöl’ün birçok kavimler tarafından otlak ve yayla olarak kullanılması sonucu, ilin önemli tarihi eserlere sahip olması mümkün olmamıştır. Bu nedenle, ilin kültür turizmi açısından fazla bir beklentisi bulunmamaktadır. Bingöl, temel çekiciliğini doğasının zenginliğinde ve güzelliğinde bulmaktadır. Yaylalar ve doğal göllerin yanında göletler, ormanlar, mesire yerleri, soğuk sular, termal su kaynakları, içmeler, Güneşin Doğuşu, Yüzen Ada, av turizmine ve kış sporları etkinliklerine uygunluk doğaya dönük turizm potansiyeli içinde sayılabilir. Turizm çeşitleri bu alanlarda yaygınlaştırılabilir. Konuya bu açıdan bakıldığında, yayla turizmi, sağlık turizmi, orman turizmi, av turizmi ve kış sporu etkinlikleri gerekli tedbirlerin alınması durumunda ilin sosyo-ekonomik kalkınmasına önemli ölçüde katkı sağlayacak alanlar olacaktır. Kış Turizmi Bingöl Kayak Merkezi’nin şehir merkezine olan uzaklığı 25 km’dir. Ulaşımın özel araçlarla sağlandığı kayak merkezinde karasal iklim şartları hüküm sürmekte olup kayak sezonu aralık ayında başlayıp mart ayına kadar devam etmektedir. Kayak merkezinde, 50 yatak kapasiteli bir kayak evi bulunmakta, sağlık ve diğer hizmetler için Bingöl kent merkezine gitmek gerekmektedir. Kayak merkezinde bulunan pistin uzunluğu 1.000 m. olup, acemi ve ileri düzey kayakçılar için güzergâhlar bulunmaktadır. Ortalama meylin %25 olduğu merkezde alt istasyon 1.650 m., üst istasyon 1.890 m. yüksekliğindedir. Kös Kaplıcaları Bingöl – Karlıova karayolunun 20. km’sinde yer alan kaplıcalara ulaşım yaz ve kış aylarında rahatlıkla sağlanabilmektedir. Yapılan araştırmalar, kaplıca suyunun içildiğinde, mide motolitesini artırdığını, maden suyu olarak içilebileceği, romatizma ve kadın hastalıklarına iyi geldiğini ortaya koymuştur. Yolçatı ve Kığı kayak evleri kamp ve karavan turizmine elverişli imkanlar sunmaktadırlar. Bingöl ilinde belli bir tarihi geçmişe ve insan eliyle işlenmiş bir yapıya sahip olan mağaralar vardır. Kiğı Çiçektepe Köyü Mağarası Bu mağara, Kiğı’nın çok eski çağlardan beri insan topluluklarına mesken olduğunu göstermektedir. Zağ Mağarası Mağara, üç kat üzerinde kurulmuştur. Her bir katında da 26 oda mevcuttur. Katlar arası geçiş yuvarlak bacalarla, odadan odaya geçişler ise kapılarla sağlanmıştır. Birinci katta Zahire deposu olarak kullanıldığı sanılan kuyular, alt katta oturma odaları, en üst katta iki haremlik odası mevcuttur. Mağara zaman içinde hasar görmüşse de şu anda 17 odası hala yapısını korumaktadır. Kalkanlı Köyü Mağaraları Kübik Mağarası |
YORUMLAR